14 Mart 2016 Pazartesi

Googleden Yapay Zeka Mucizesi

Google'ın yapay zekası Go efsanesini yendi

İnsanlık ve yapay zeka için tarihi bir gün... Google tarafından geliştirilen AlphaGo yazılımı, Go oyununun efsanesi Lee Sedol ile karşılaştı. 5 maç olması planlanan karşılaşmanın ilk üçünün galibi ise AlphaGo oldu. Seride iki karşılaşma daha yapılacak, ancak AlphaGo 3-0 öne geçtiği için Lee'nin kazanma ihtimali kalmadı.



Lee, Güney Kore'nin başkenti Seul'de yapılan maç sonrası "Güçsüz bir görüntü sergilediğim için çok üzgünüm. Go'da çok deneyimli olmama rağmen böylesine ağır bir baskıyı hiç yaşamamıştım ve sanırım yeteneklerim bunun üstesinden gelmeye pek yetmedi" dedi.
Alpha Go'yu yaratan Google'ın DeepMind bölümü kurucusu Demis Hassibis, maç sonucunu "tarihi bir an" diye niteledi.

Sürpriz başarı yapay zeka tarihinde ikinci dönüm noktası oldu. 1997'de de IBM'in ürettiği Deep Blue adlı bilgisayar satranç şampiyonu Garry Kasparov'u yenerek bir ilke imza atmıştı.

Go'da satrançtan çok daha fazla hamle olasılığı var. Bu nedenle Google yetkilileri de AlphaGo'nun Lee'yi yenemeyebileceğini kabul ediyordu.

Lee Go oyununda bir efsane olsa da zirvede tek değil. Go'da ulaşılabilecek en yüksek derece olan 9. dana henüz 18 yaşında sahip olan Çinli oyuncu Ke Jie ise AlphaGo'yu yenebileceğini söylüyor. Jie'ye göre yapay zekaya karşı kazanma şansı %60 olduğu söyleniyor.

Peki Nedir Bu Go Oyunu

Go (Japonca: 囲碁, igo; Çince: 圍棋 / 围棋, wéiqí; Korece: 바둑, baduk), tahta üzerinde oynanan iki kişilik bir strateji oyunudur. Go çok eski bir oyundur. Çin kökenli olmasıyla birlikte bütün Doğu Asya'da tanınır ve oynanır. Oyunda siyah ve beyaz renklerdeki küçük ve yuvarlak taşlar kullanılır. Oyuna siyah başlar. Siyah taşın kim olacağını karar vermek içinse; öncelikle beyaz oyuncu eline birkaç tane taş alır sayısını bilmeden. Siyah oyuncu ise, beyaz oyuncunun elinde bulunan taşların sayısının tek mi yoksa çift mi olduğunu bulmaya çalışır. Eğer bulursa, siyah oyuncu siyah oyuncu olarak kalır. Eğer bulamazsa beyaz oyuncu, siyah oyuncu olur. Ve siyah oyuncu oyuna başlar. Sırası gelen oyuncunun kendi taşını oyun tahtasındaki mümkün olan bir yere yerleştirmesiyle oyun devam eder. Tahtaya konulan taşlar esir alınmadığı müddetçe oyun sonuna kadar hareket etmezler. Tüm taşlar aynı değere sahiptir ancak birbirleri arasındaki stratejik konum oyunun yapısını belirler. Oyun sonunda en çok alana sahip olan oyuncu oyunu kazanmış olur.

Oyunun temel amacı şöyle bir benzetmeyle açıklanabilir: İki general bir bölgeyi kontrol altına almak istemektedir. Bunun için ilk önce gözetleme kuleleri dikerler ve sonra da kendileri için güvenli bir pozisyon kurmaya çalışırlar. Oyunun amacı rakibi tamamen ortadan kaldırmaktan veya taşlarını esir almaktan çok onun karşısında avantajlı bir konuma geçmek, kendi taşlarınızla mümkün olabildiğince çok alanı kontrol altında tutmaktır.

Go, kuralları çok basit olmakla birlikte oldukça karmaşık bir oyundur. Go oyununda satrançtaki gibi taşların hareket kabiliyetleri sınırlı olmadığından bir taşı oynayabileceğiniz çok fazla yer vardır. Satranç oyununda ilk yarım hamle için 20 olasılık , ikinci yarım hamle için 20, tam hamle (bir beyaz bir siyah) için 400 olasılık vardır. Go oyununda ise ilk taş (siyah) için 361 olasılık , ikinci taş (beyaz) için 360 olasılık, toplam 129.960 olasılık vardır. Hamle çeşitliliği o kadar çoktur ki bir go oyuncusunun ustalaşma evresi ömrünün sonuna kadar sürebilir.

Go'da hesaplı hareket etmek (strateji) önemli olsa da, oyunun tek önemli noktası değildir. Go, insanı düşündüren yönüyle meditasyona ilham verebilir, hatta insanın iç dünyasına bir ayna tutarcasına kendi kişiliğini ve dahası karşısındaki rakibin kişiliğini daha yakından tanımasına yol açar. Go birçok atasözünün çıkış noktası olmuştur, çünkü go hayatın gerçeklerini minyatür halde yansıtmaktadır.

II. Dünya Savaşı'nda ABD'nin savaşa giriş sebebi olan Pearl Harbor Saldırısı'nın, şaşırtıcı etkisi ve tahribatının arkasındaki soğuk mantığın temelinde basit bir go manevrası (yalnız olan taşa saldır) olduğu bilinen bir gerçektir.


Beyaz ve siyah taşlarla 19*19 ebatlarındaki goban adı verilen tahta üzerinde oynanmaktadır
Satrancın Barok kuralları ancak biz insanlar tarafından icat edilebilecekken gonun kuralları o kadar nezih, organik ve kati bir şekilde mantıklıdır ki eğer evrenin başka yerlerinde akıllı yaşam formları varsa nerdeyse kesinlikle go oynuyorlardır.